30 Mayıs 2022 Pazartesi






pişmanlığın bir sesi olsa

bir rengi olsa

bir dokusu olsa 

yangısı olsa

elle tutulabilir olsa

bir "ah" olsa

alacakaranlıkta boyun büken bir baykuş olsa


pişmanlık bir yoldaki taş olsa

alıp bir tepenin aşağısına fırlatılabilir olsa

gözlerimi sımsıkı kapatınca yok olsa

ansızın patlatılan bir kahkaha olsa

gün yüzüne er geç çıkacak olan gerçekler olsa

tüm olanlara atılan acı bir bakış olsa


saçlarımın parmaklarımın arasında dolanışı gibi

ellerimin gizli gizli titreyişi gibi

gözlerimin bir cam misali buğulanışı gibi

bende doğup bende ölen biri


zaman geri alınsa

gülüşlerim hiç yeşermeden solsa

mutluluğu hiç tatmamış olsam 

haykırmamış olsam hiç 

ben varım

vardım

yaşıyorum

yaşıyordum

ölüyorum

ölüyordum

gövdemi gerip genişçe 

yittim diyebilmek

vakit geldi

artık ölebilirim demek

kendimi bir taş gibi

o tepeden aşağı fırlatabilmek


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  göğsümdeki bu dingin ağrıyı nasıl tarif ederim bilmem. göz bebeklerimin sana bakınca aldığı maksimal büyüklüğü ölçemem. defalarca kez sonu...