26 Ağustos 2020 Çarşamba

varlıklarımız birer nüsha, 

sanırım asla dinmeyecek bir daha.

inancımız yok, isteklerimiz ise her zamankinden çok.

ayıbın günü gelir,

yanıldığın ve sapıttığın ışıldar gökyüzünde,

pak yüzlü yıldızlar yerine.

ne bu, nedir bu büyü?

büyümedin işte.

birini gönlünce üzemeyeceğin kadarsın.

boynum bükük fakat omuzlarım dik.

bu yükselişi neye borçluyum,

yüksekte miyim şimdi ben?

aşkımı yitirmek üzereydim,

insanlığa dair şüphelerim...

kolumda bir damar çatladı, sızıldıyor.

umut yok, açlık her yerde ve her şeye.

bunun düzeltilecek bir yanı yok.

ömrün suyu çoktan dindi.

kalpler çoktan soğudu.

artık yeni ruhlar bile yaratılmıyor.

yittik.

peki ne yapmalı? 

süzülme son bulmamalı.

sözüne güven olmalı.

aşka sahip çıkmalı.

gün yüzüne bakmalı.

bir insanı tam kalbinden

öpmeli, öpmeli, öpmeli...

yitirmeden, sevmeli.

bir güzel yüreklinin göğüs kafesine yerleşmeli

ve orada büyümeli, umarsızca

ışıklar sönmeden evvel.








  göğsümdeki bu dingin ağrıyı nasıl tarif ederim bilmem. göz bebeklerimin sana bakınca aldığı maksimal büyüklüğü ölçemem. defalarca kez sonu...